Ünlü Gagauz heykeltıraş ve sanatçısı Atanas Karaçoban uzun süre Türkiye’de yaşayıp çalışmıştır ancak kalbi her zaman atalarının vatanı, ebeveyn evinin kaldığı, tarihte seçkin bir şahsiyet olan ünlü babasının bulunduğu Gagauzya’dadır. Atanas Karaçobanın babası Dmitri Karaçoban Gagauz kültür, tarih ve sanatının önemli temsilcilerindendir.
Atanas Karaçoban yılda en az bir kez, tatil sırasında vatanı Gagauzya’yı ziyaret etmeye çalışır, gerektiğinde ve mümkün olduğunda gerçekleştirilen sanat sergilerine, sempozyumlara ve sanatla ilgili diğer yaratıcı etkinliklere katılım sağlar.
Atanas Karaçoban’ın eserleri hem Gagauzya’da hem de yurt dışında Türkiye’de tanınmaktadır. Bunlar arasında, Beşalma’daki Dmitri Karaçoban’a adanan ünlü anıt ve Komrat’taki Şöhret Kaldırımı’nda yer alan büstü, Gagauz başkentinin merkezinde Afgan savaşındaki askerlere ait bir anıt, ünlü Türkolog, filoloji bilimleri doktoru, profesör, Gagauz dili ve kültürü araştırmacısı Liudmila Pokrovskaya’nın anısına da dahil olmak üzere birçok mezar taşı Atanas Karaçoban’ın eserleri arasındadır .
Toplamda Atanas Karaçoban’ın Gagauzya topraklarında dokuz anıtı dikildi, Türkiye’de ise yedi anıt dikildi, 100’den fazla heykel ve 1.500’den fazla çizim yaptı. Çizimleri (Dmitri Karaçoban’ın kendisi tarafından çok sayıda seçenek arasından seçilmiştir), D. Karaçoban’ın “Nuanslar” tiyatro oyun kitabında ve M. Merzanka’nın romanı “Kadem kaynaa” bulunmaktadır. Atanas Karaçoban aynı zamanda Gagauz Cumhuriyeti’nin ilk başkanı Stepan Topal’ın büstünün de yaratıcısıdır.
Atanas Karaçoban, Komrat ilinin Besalma köyünde doğdu. Sekiz yıllık okuldan mezun olduktan sonra Repin Sanat Okulu’nun (Kişinev) heykel bölümüne girdi ve oradan “mükemmel” notlarla mezun oldu.
Bundan sonra eğitimine devam eden genç adam, heykel fakültesi olan Kiev Devlet Sanat Enstitüsü’ne girdi. Yaz tatillerinde yarı zamanlı olarak devlet mimari ve tarihi koruma alanı olan “Sofya Müzesi”nde müze sorumlusu olarak çalışıyor. Çalışmaları sırasında SSCB’nin (Kiev) 70. kuruluş yıldönümüne adanmış bir serginin yanı sıra Kişinev’deki cumhuriyetçi bir sergiye katılım sağladı.
Bu serginin ardından MSSR Kültür Bakanlığı, “Şair Karaçoban’ın Portresi” adlı eserini MSSR Devlet Sanat Müzesi’nin fonu için satın aldı.
Kiev Devlet Sanat Enstitüsü’ndeki diploma çalışması babasına ithaf edilen bir heykeldi.
Atanas Dmitrieviç Karaçoban, “Bu fikir bana Ukrayna’da çok ünlü bir heykeltıraş, SSCB Sanat Akademisi’nin üyesi profesör Vasili Zakharoviç Boroday tarafından önerildi” diyor. “Bana şöyle dedi: “Babanın olağanüstü bir insan olduğunu duydum, o yüzden bu imaj üzerinde çalış, bu bir şans!” Heykeltraşa göre Dimitri Karaçoban, oğlunun babasına anıt yaptırma teklifine her zaman karşıydı ama o anda Karaçoban şöyle düşündü: “Bak baba, bu benim fikrim değildi, bu bir işaret”.
Malzeme alımından heykelin Ukrayna’dan Moldova’ya taşınmasına ve Beşalma’ya yerleştirilmesine kadar yaşamak zorunda kaldığımız tüm zorluklara, değişimlere ve hatta çilelere rağmen sonuçta planlanan her şey gerçekleşti. Bu arada “D.N Karaçoban Anıtı” tezinin savunması da “mükemmel” şekilde gerçekleştirdi.
Bu anıtın görüntüsü insanları büyülemektedir: sanki bir taş blok üzerine basılmış gibi, küçük, bükülmüş bir insan figürü. Bu anıtı gerçekte en az bir kez gören herkes merak etmeden duramaz: Heykeltıraş neden onu (Dmitri Karaçoban’ı) bu şekilde gördü?
Atanas Dmitrieviç bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Bu heykel üzerinde çalışmaya başladığımda, babam hemen gözlerimin önünde belirdi – nasıl oturduğu, eğildiği. Her zaman çok az yer kaplıyordu. Bir gün babamın silueti çoktan oyulmuşken, boşluğa baktım ve hayrete düştüm: Bu blokta babamı gördüm ve arkasındaki mermer yığınında hayatının tüm sorunları, üzüntüleri, zorlukları sergileniyordu. .. Durup bu figürün arkasında duran, adeta sırtında taşıdığı bloğu kaldırmamaya karar verdim. Özel bir anlamı var: Dmitri Karaçoban tüm bu yükü hayatının kısa yıllarında taşıdı”.
Atanas Karaçoban’ın diploma çalışması büyük sanat dünyasına giriş belgesi oldu: Devlet İnceleme Komisyonu’nun kararıyla, V.Z. Borodai ve diğer öğretmenlerin katılımıyla, bu çalışmayı Sanat Akademisi’nin altın madalyası için tavsiye etmeye, öğrenciyi yüksek lisans okuluna kaydetmeye ve acilen SSCB Sanatçılar Birliği’ne kabul edilmesini tavsiye etmeye karar verildi.
Mezun olduktan sonra 27 yaşında SSCB Sanatçılar Birliği’ne üye olan Atanas Karaçoban, memleketi Moldova’da Komrat Çocuk Sanat Okulu’nda heykel öğretmenliği yaptığı bir görev aldı. Bir süre sonra Beşalma Tarih ve Etnografya Müzesi’nin direktörlüğünü üstlenir ve onu tam anlamıyla yeniden canlandırır: onarım çalışmalarını başlatır, D.N. Karaçoban sergisini restore eder, kısmen günceller ve tüm ekonomik ihtiyaçları pratik olarak kendi başına çözer. Burada, bu alanda, onu sürekli destekleyen aynı zamanda kişisel koruyucu meleği olarak gördüğü kız kardeşi Liudmila ona çok yardımcı oluyor.
Geçen yüzyılın sonunda Sovyet sonrası alanda yaşanan zorlu süreçlerin yanı sıra bir dizi kişisel nedenden dolayı Atanas Karaçoban, Dumlupınar Üniversitesi’nde (Kütahya) heykel ve çizim dersleri vermek üzere Türkiye’ye yaşamak ve çalışmak için taşındı sonra ise Ankara’da Gazi Üniversitesi’nde öğretmen olarak çalışmaya devam etti. 2016 yılında Sanatta Yeterlik’te akademik derecesini savundu ve 2018 yılında yeni kurulan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’ne transfer oldu.
Atanas Karaçoban, Gagauz kültüründe kendisi için en değerli şeyin ne olduğu sorulduğunda şu yanıtı veriyor: “En değerli şey halkın ruhudur. Bu ruh yaşadığı sürece halk da yaşar. İnsanların Gagauz olduklarından utandıkları zamanları çok iyi hatırlıyorum. Şimdi ise bir tür ters süreç yaşanıyor: Birçoğu Gagauzca olan her şeye karşı bir tür doğal olmayan (sahte) sevgi gösteriyor. Görünüşe göre bu aşk için birbirlerinin alınlarını kırmaya, yüzlerini kırmaya hazırlar. Bu tür iddialı ve doğal olmayan milliyetçi aşk, farklı milletlerin temsilcileri arasında da mevcuttur. Her yerde bilge adamlar var, radikaller de var”.
“Fakat ben, kişinin kendi kültürüne, milliyetine ve ana diline duyduğu sevginin zorla aşılanamayacağına, kişinin ona aşık olması gerektiğine derinden inanıyorum. Bütün bunlar sanat yoluyla yapılabilir: Yaratıcı insanların kendi ana dillerinde daha fazla yazmaları, filmler yapmaları, oyunlar sahnelemeleri vb. gerekiyor” dedi heykeltıraş Atanas Karaçoban.
Atanas Karaçoban, tatili sırasında yılda en az bir kez vatanı Gagauzya’yı ziyaret etmeye çalışıyor ve burada gerektiğinde ve mümkün olduğunda sanat sergilerine, sempozyumlara ve sanatla ilgili diğer yaratıcı etkinliklere katılıyor.
(Bu arşiv malzemesidir, yazılarım “Biz Gagauzuz. Gerçek Hikayeler” koleksiyonunda yer almıştır.)
Yazar: Nata Çebotari. Çeviri Güllü Karanfil
Diğer isimler: